Ögeler etikete göre görüntüleniyor: Kürt Sorunu

Almanak 2004Osmanlı İmparatorluğu’nun Almanya’nın yönlendirmesinde girdiği Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkması ve parçalanması, işgali sonrası sistem arayışında, Anadolu’da henüz şekillenmekte olan Hareket’le Osmanlı’nın İstanbul Hükümeti arasında yazışma dışında ilk önemli ilişki Ekim 1919’da Amasya’da kurulur...

12 Eylül 1919 tarihi itibariyle İstanbul’la kesilen ilişki, 7 Ekim’de yeniden sağlanır ve devamında sıklaşır...

İlişkinin canlandırılması, Amasya’daki görüşmeyle en üst düzeye ulaşır.

Amasya’daki buluşmanın ana gayesi, mevcut durumda birlikte ‘çıkar yol’ bulma arayışı olarak netlik kazanır...

Bu hedef doğrultusunda gündemde, 1918 sonunda Osmanlı Meclis-i Mebusan’ın kapanmış olması nedeniyle hazırlıkları süren seçim, Ermenilerin yerinden yurdundan sürgün edilmesinde suç işleyenlerin cezalandırılması ve Anadolu’da birlikteliği sağlamak açısından ayrıca üzerinde durulan Kürt sorunu vardır...

Ve bir de, Osmanlı’nın 1910’lu yıllarda İttihat ve Terakki iktidarının konumundan dolayı askerin siyasetle ilişkisi nedeniyle yaşanılanlar dikkate alınarak, askerin politikadan tamamen arındırılması gündeme alınan bir diğer önemli konuyu oluşturmaktadır...

Ek bilgiler

  • Yazar Nevzat Onaran
  • Yıl 2004
Yayınlandığı kategori Kürt Sorunu

Almanak 2003TRT’nin 3 Ağustos 2002 tarihinde çıkarılan yasanın anadilde yayın hükmünün gereğini yaklaşık iki yıl sonra yapması, demokrasi ve insan hakları açısından önemli bir başarı olarak değerlendirildi.

TRT ile RTÜK kafa kafaya verdi ve bu yasanın nasıl işletilmemesinin yolunu-yordamını bulmaya çalıştı; yayın için ortak hazırladıkları yönetmenliğe rağmen, yasanın uygulaması 7 Haziran 2004’e kadar geciktirildi.

Birlikte hazırladıkları yönetmenlik bile, Danıştay’da dava konusu oldu.

TRT’nin ana dilde yayına hazırlandığı denildiği bir dönemde, yönetmenliğin gereğini yerine getirmeyerek Danıştay’a, Genel Müdür Yücel Yener’in önderliğinde bu durum Anayasa’ya aykırı diyerek, 17 Şubat 2003’te dava açtığını ve bunu da, ancak RTÜK’ün savunma vermesiyle dört ay sonra öğrenebildik (Radikal, 16 Haziran 2003).

Ve 2003 haziran ayından 2004 haziran ayına kadar, resmen bir traji komik yaşandı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, “TRT’de anadilde yayın sakıncalıdır” derken, bir diğer bakan Beşir Atalay ise, “Hem kamu hem de özel televizyonlarda yayın uygundur” (Radikal, 18 Haziran 2003) ifşaatında bulunurken, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu da, “Kürtçe yayın yapan özel televizyonlar olmalı” (Hürriyet, 10 Haziran 2003) değerlendirmesi yaptı.

Ek bilgiler

  • Yazar Nevzat Onaran
  • Yıl 2003
Yayınlandığı kategori İnsan Hakları

Almanak 20032003 yılı boyunca ve ardından gelen 2004 yılında dünyanın ve içinde bulunduğumuz bölgenin en önemli gelişmeleri Irak’ın işgali, bu işgalin gerek emperyalistler ve gerekse bölge ülkelerinde yarattığı etki ve tepkiler oluşturmuştur. Bu nedenle son derece önemli olayların gerçekleştiği Ortadoğu coğrafyasında yaşayan sosyalistler olarak siyasal ve toplumsal hayatımızı derinden etkileyen bu gelişmelerden kaynaklanan olgular üzerinde durmak istiyoruz. Çünkü, bugün yüz yüze bulunduğumuz devrim ve sosyalizm mücadelesinin temel sorunları ve mücadele perspektifleri bu olgulardan kaynaklanmaktadır.

EMPERYALİZMİN YENİ DÖNEMİ

Emperyalizmin niteliği ve yeni dönemi üzerine söylenecek çok şey var. Ancak, bu yazımızın sınırlarını aşmadan birkaç noktanın altını çizmek gerekirse özetle şunlar söylenebilir. 

Ek bilgiler

  • Yazar Filiz Koçali
  • Yıl 2003
  • Kurum SDP
Yayınlandığı kategori Politika

Almanak 2003Partimizin- DEHAP (Demokratik Halk Partisi)- dayandığı tarihsel, toplumsal ve siyasal zemin Türkiye Emekçi Halkıdır. Kökleri ülke, demokrasi, kardeşlik, özgürlük ve barış mücadelelerinin derinliklerinden boy atmakla beraber, on beş yıla yakın bir zamandır yürüttüğümüz çalışmalar; bu kök ve zeminin amaçlarını gerçekleştirmeye dönüktür...

Ülkenin temel problemlerini bilimsel siyaset yöntemleri ve halkın bizzat yürütücüsü olduğu tarzda çözmeyi esas alan partimiz, gerek kurucuları, gerek çalışanları, gerek üyeleri ve gerekse yüz binleri aşan destekleyenleri boyutuyla emekçi özlü ve karakterli siyasal bir organizasyondur.

Bu başat özelliğine ve gerçekliğine karşın emek alanlarıyla ilişki düzeyinin sınırlılığı bizim yetmezliğimize işaret ettiği kadar, emekçi dünyanın  mesafeli, uzak duruşunu da göstermektedir. Denebilir ki, hem partimiz hem işsiz, işçi, kamu emekçisi, sendikalı- sendikasız toplumsal kategorilerin buluşamamaktan kaynaklanan, örtük ama sonuçları bağlamında iki tarafa da kazandırmayan bir ilişki / ilişkisizlik durumu yaşanmaktadır.

Ek bilgiler

  • Yazar Osman Engin
  • Yıl 2003
  • Kurum DEHAP
Yayınlandığı kategori Politika

Almanak 2002Egemenliğin Etiğinden, Etiğin Egemenliğine Doğru (mu?)

“Sınırlar ve uluslar düşüncesi bana saçma geliyor. Bizi kurtaracak tek şey, Dünya yurttaşı olmaktır.”

J.Luis Borges

Geride bıraktığımız 2002 yılında meydana gelen siyasal koşullara ve olaylara göz atmadan önce, dünyanın ve elbette Türkiye’nin yeni bir yüzyılı hangi koşullarda karşıladığına bakmakta yarar var.

2000’li yıllar insanlığa derin ve büyük acılar yaşatmış bir yüzyılın geride kaldığı yıllar oldu.

Sömürgeciliğin tasfiyesi, dünyanın iki kez yaşadığı yeniden paylaşım savaşı, insanoğlunun kendi soyuna karşı kullandığı nükleer silahların yarattığı acılar ve yıkım, soğuk savaş dönemi hep bu yüzyılda, yirminci yüzyılda yaşandı.

1650’li yıllardan başlayarak, kapitalist gelişme sürecinin siyasal ifadesi ve örgütlenmesi anlamına gelen ulus devletler, bu yüzyılda güçlerinin doruğuna vardılar.

Ek bilgiler

  • Yazar Orhan Miroğlu
  • Yıl 2002
  • Kurum DEHAP Genel Merkez Yöneticisi
Yayınlandığı kategori Politika

almanak20001Bütün bir toplumsal yaşamın üç önemli alanı olan toplum-siyaset-devlet ilişkisini irdelemek ve bunun sonuçlarını Türkiye’ye uyarlamak, Türkiye’nin genel politik durumunu anlayabilmek ve anlatabilmek açısından hem bir gereklilik ve hem de bir zorunluluk olmaktadır.

Çok çeşitli sınıf katman, topluluk, meslek, cins, inanç ve mezhep grubu gibi değişik kümelenmelerden oluşan ve sürekli bir değişkenlikle karmaşık özellikler taşıyarak dinamik bir olguyu ifade eden bütün toplumun, siyaset kurumunun temel aracı durumunda bulunan siyasi partiler başta olmak üzere çeşitli araç ve yöntemleriyle kendilerini ifade ederek, devleti etkilemeye ona yön vermek suretiyle kendi çıkarlarını korumaya çalıştıkları, günümüz dünyasının bilinen genel bir gerçekliği olmaktadır.

Ek bilgiler

  • Yazar Doğan Erbaş
  • Yıl 2001
  • Kurum HADEP
Yayınlandığı kategori Politika
Ara...